Dijitalde Marka Olmak

Gamze Nurluoğlu dijitalde bir marka oldu; hikayeniz nereden ve nasıl başladı?

Hikayem hayatta sadece bilmenin yetmediğini aslında insanın bildiklerini anlattığında, insanlarla paylaştığında daha iyi hissettiğini keşfettin başladı aslında.

Kendi yolunda dijital bir reklamcıydım. Markalarım için kullandığım dijital kanalları insanlarla bildiklerimi de paylaşmak için kullanmaya başladım. Yazdım, konuştum, video çektim, bazen sadece dinledim. Bol bol etkinlik düzenledim. Hep söylediğim gibi insanlarla bağ kurdum ve marka diyebilir miyiz bilmiyorum ama insanlara Gamze Nurluoğlu’nu tanıttım. Bugün kendi alanlarımda beni tanıyorlarsa sebebi bu yolcul

Siz de Kurumsal eğitim ve danışmanlık sektörüne hizmet sunan kurum ve 

profesyoneller için “dijital marka” oluşturmanın yol haritası nedir, siz bu konuda kurumlara nasıl destekler veriyorsunuz?

Kurumsal eğitim ve danışmanlık oldukça özel bir sektör çünkü aslında kurumlar sizlere şirketlerini ve ekiplerini daha iyi olmaları için emanet ediyorlar. Burada marka olmak kendini iyi anlatmaktan, şeffaf olmaktan, diyalog kurabilmekten geçiyor. Biz dijital marka olma aşamasında önce dijital kimliklerini çıkartıyoruz. Kendilerini nasıl anlatacaklar, içerik stratejileri ne olacak, hedef kitleleri kimler ve nasıl seslenecekler, dijital yazı stilleri, logoları nasıl olacak ve en önemlisi şirket temsilcileri, eğitmenleri dijitalde markayı nasıl temsil edecekler. Tüm bunlar doğrultusunda çıkardığımız kimlik bizim temelimiz oluyor. Üzerine adım adım markayı kuruyoruz sonrasında.

Dijitalleşmenin günümüzde en fazla konuşulan konulardan biri, sizin bakış

açınızla “dijitalleşme”nin iletişim açısından nasıl tanımlarsınız?

Dijitalleşme iletişimi güçlendiriyor ve hayatımıza olumlu etkileri var. Ama bazı noktaları kaçırmazsak. Eski radyoları düşünün. 50 milyon kullanıcıya kaç yılda ulaşmıştır sizce? Tam 38 yıl. Bugün ise bir oyun ya da bir cihaz haftalar hatta belki günler içerisinde milyonlarca kişiye ulaşabiliyor. Dijitalleşme ile artık insanlara daha çabuk ulaşıyoruz ama aynı zamanda daha çabuk tüketiyoruz, tüketiliyoruz ve yenilik peşinde koşuyoruz.

İletişimde ise bu hızlı ulaşma ve hızlı tüketmeyi doğru yönetebilmeniz gerekiyor. Şirket olun, kişi olun hiç fark etmez. Bazen dijitalde tek cümlelik hakkınız oluyor. Bunu doğru kullananlar kazanıyor.

Bir eğitiminizde “Pazarlamayı öğrenmek 1 saat, uygulamak bir ömürdür”

demiştiniz.Öğrendiklerimizi en kaliteli ve etkili şekilde işlerimize nasıl

uygulayabiliriz?

Ah en sevdiğim söz. Her eğitim sonuna koyarım. Pazarlamanın duayeni dediğimiz Philip Kotler’in sözü. Öğrenme bir süreç aslında. İlk bilgiler alındıktan sonra araya fazla zaman koymadan uygulamalara geçilmeli, denenmeli, üzerinden çalışılmalı ve araştırmalar yapılmalı. Ben özellikle içerik eğitimlerimde deneme cesaretinden bahsederim. Deneme cesaretine sahip olmamız lazım. Mesela bazen gözlemliyorum; kişiler her şeyi öğrenip öyle uygulamaya geçmek istiyor. Hayır bu yanlış. Uygulamaların her adımından yeni noktalar keşfedersiniz ve bu sizin daha derin öğrenmenizi sağlar. O yüzden harekete geçmekten, denemekten vazgeçmemek gerekiyor.

Linkedin’i sosyal medya kanalı olarak kullanırken en çok dikkat etmemiz gereken

3 başlık nedir?

Tüm kanallar arasında iş hayatımızı derinden etkileyebileceği için en önemli kanal Linkedin ve bizim dijital kimliğimiz.

·      Önemli 3 noktayı şöyle sıralayabiliriz; profilinizi düzenleyin ve güncel bit fotoğraf ekleyin ki insanlar sizi tanısın.

·      Profil kısaltmanız olan URL’yi ayarlar kısmından alın ve özelleştirilmiş bir alan adı sahibi olun.

·      İçerik üretin. Alanınızla ilgili sizi tanıtacak en değerli şey içerik.

Bizlere bir kitap önerisinde bulunur musunuz?

Bu soru beni hep tedirgin ediyor J Birini söylesem diğeri eksik kalacak gibi hissediyorum.

Ama kesin okunmalı dediklerim arasında şunlar var:

Philip Kotler Pazarlama 4.0

Buy.ology-Martin Lindstrom

Satan Reklam Yaratmak-Luke Sullivan-Sam Bennett