Kızıl Kraliçe

  1. Anasayfa
  2. Kızıl Kraliçe
  • Kızıl Kraliçe

    Kızıl Kraliçe

    Üyelerimizden Transform Danışmanlık yazdı!

Kızıl Kraliçe’yi bilirsiniz. LewisCarroll’un Aynanın İçinden  Alice Harikalar Diyarında romanındaki bir karakterdir. Daron Acemoğlu ve James Robinson’ın ‘’Dar Koridor ‘’ kitabında görünce tekrar hatırladım. Şöyle anlatılıyor: Romanda Alice Kızıl Kraliçe ile tanışır ve bir yarışa girerler. İkisi de bütün güçleri ile koştukları halde etraflarındaki ağaçlar ve diğer nesneler sabit kalıyordu. Ne kadar hızlanırlarsa hızlansınlar arkada bıraktıkları bir şey yoktu. Nihayet Kızıl Kraliçe durmalarını söylediğinde Alice etrafına şaşkınlıkla baktı. ‘Bütün bu süre boyunca aynı ağacın altında olduğumuza nasıl inanayım! Her şey aynı.’  ‘ Tabii ki öyle dedi Kraliçe ‘Ne bekliyordun ki?’ Alice hala nefes nefese ’ Çünkü bizim ülkemizde, bizim yaptığımız gibi uzun süre koşarsan genellikle başka bir yere ulaşırsın.’ ’ Yavaş bir ülke dedi Kraliçe ’ Gördüğün gibi burada ancak bütün gücünle koşarsan olduğun yerde kalabilirsin.’

Kızıl Kraliçe Etkisi, sadece mevcut konumunuzu korumak için bile sürekli koşmanız gereken bir durumu anlatır. Kızıl Kraliçe Etkisi terimini ilk defa 1973 yılında biyolog Leigh Van Valen , eş zamanlı gelişen canlıların evrimini açıklamak için kullanmış. Acemoğlu – Robinson devlet ve toplum arasındaki dengeyi anlatmak için kullanmış.

Kızıl Kraliçe etkisini  kurumlar, şirketler, çalışanlar ve liderler açısından da ele alabiliriz. Bütün hızımızla sürekli koşmak, zaten yapmamız gerekenleri yapmak, mevcut sorumluluklarımızı yerine getirmek ve olduğumuz yeri korumak anlamına gelir. İçinde olduğumuz rekabetçi ortamda daha ileriye gitmek için sadece hızlı koşmak yetmez. Diğerlerinden daha farklı, daha akıllı koşmalı,  yeni yaklaşımlar geliştirmeli, yaptığımız işe anlam ve değer katmalıyız. Sürekli yeni ürünler ve içerikler geliştirmeye yatırım yapmalıyız. Çalışanlar, inisiyatif kullanmaktan, yeni çözüm önerileri getirmekten, karar almaktan korkmamalıdırlar. Kendilerine biçilen rol ile yetinmeyip, kendi rollerini kendileri belirlemeli, daha iyi performans ve daha yaratıcı olmak için iş tanımlarının dışına çıkıp daha aktif olmaktan çekinmemelidirler. Liderlerinde, yönettikleri organizasyonun, çalışanlarıyla bir bütün olarak, daha güçlü hale gelebilmesi için, çalışanların ve ekiplerinin gelişmelerini, daha yaratıcı, inisiyatif kullanan, katılımcı birey ve çalışanlar olmaları konusunda cesaretlendirmeleri gerekir. Sadece kendi dediğinin ve dediği kadar yapılmasını isteyen baskın liderler, bütün organizasyonu kendi yetenek, bilgi ve becerileri ile sınırlamış olurlar. Yeni fikirlerin oluşmasının, yeni potansiyellerin ve en önemlisi yeni liderlerin ortaya çıkmasının önünde engel olurlar. Liderlerin görevi ekibindeki herkesin işini onlardan daha iyi bilip, işleri onların yerine yapmak değil, ekibindekilerin başarılı olmalarını sağlayacak ortamı hazırlamaktır.

Bizi olduğumuz yerden daha ileriye taşıyacak olan, herkesin yapacağı gibi sadece hızlı koşmak değil, daha iyi sonuç almak için kuralları değiştirebilmek, yeni kurallar ve yollar keşfetmektir