-
Yeni Yılda Ekonomik Beklentiler
Fanaliz Finansal Danışmanlık, 2021 Beklentilerini Yazdı
Pandemi ile geçen zorlu bir yılın ardından, hem bireyler hem de şirketlerin yeni yıldan olumlu yönde beklentileri var.
20 Ocak itibariyle de ülkemizde aşılanan kişi sayısı 1 milyonu geçti.
Özellikle aşı süreci ile birlikte toparlanmanın başlayacağı ve yılın ikinci yarısından itibaren daha olumlu bir tablo ile karşılaşılacağı uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Küresel ekonomide %4 büyüme beklentisi
Verilere bakacak olursak, Dünya Bankası yaşanan %4,3'lük daralmadan sonra küresel ekonominin yeni yılda %4,0 büyümesini öngörüyor. Toparlanmanın sürdürülmesinde kilit öneme sahip iki konu aşıların uygulanması ve yatırımlar olarak belirtiliyor. Büyüme oranı belirlenirken aşılamanın tüm yıl boyunca süreceği varsayımı var. Kısa vadeli görünümün hala oldukça belirsiz olduğu belirtilen Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda, olumsuz senaryoda ekonominin %1,6 daralması öngörülüyor. Raporda, Türkiye’nin ise yeni yılda %4,5 büyüyeceği yönünde tahmin var. IMF Başkanı Rice ise, 26 Ocak’ta Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu güncelleyecekleri yönünde açıklamada bulunmuştu. Ekim 2020’de IMF, 2021 yılı için küresel büyüme oranını %5,2 olarak açıklamıştı. Dünya Bankası ve IMF dışında paylaşılan raporlarda da benzer noktaların altı çiziliyor. Aşının önemi ve toparlanmanın senenin ikinci yarısı itibariyle başlayacağı vurgulanıyor.
Ülkemizde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2021 yılı Ocak ayı Beklenti Anketi’ne göre, yeni yıl için %3,9’luk bir büyüme öngörülüyor. Beklenti noktasında, Dünya Bankası’nın tahminin gerisinde bir büyüme verisi raporda yer alıyor. Aynı ankette yıl sonu Dolar / TL kur beklentisi 8,09 TL olarak belirtilmiş. TÜFE ise %11,15 olarak öngörülüyor.
Pandemi döneminin etkisinin az hissedilmesini sağlama ve talebi de canlı tutma adına düşük faiz ve ödemesiz dönem dahil avantajlı krediler hem bireyler hem de şirketler için kamu bankaları önderliğinde sunulmuştu. Hızlı kredi büyümesi doğrudan tüketime yansımış, konut ve taşıt satışı dahil rekor veriler elde edilmişti. Yeni dönemde ise yükselen faizlerin etkisi ile kredi kullanımında gerilemeler başladı. BDDK verilerine göre, taksitli ticari krediler ve konut kredisi toplam bakiyelerinde düşüş yaşanıyor. İç talepteki gerilemenin etkisi ve kredi kullanımındaki maliyetin artışı şirketler açısından nakit akışını yönetmeyi öncelikli hale getiriyor. Alacak riskini etkili şekilde yönetmek şirket ajandalarının öncelikli konularından biri olmaya devam edecektir.
İşin kredi riski tarafında ise pandeminin başlangıcında BDDK kararı ile 90 günlük takip süresi 180 güne çıkarılmıştı. Bu değişikliğin ve yeniden yapılandırmanın etkisi ile 2020 yılı sonunda bir önceki yıla göre toplam krediler %35 büyürken, takipteki alacaklar ise 151 milyar TL ile aynı seviyede kaldı. Yeni yılda, kredi talebindeki gerilemenin etkisi ile ilk aylarda takipteki alacakların toplam kredilere oranında bir yükseliş gözlemlenebilir.
Öte yandan, risk açısından pozitif bir husus olarak Türkiye’nin CDS puanında gerileme yaşanıyor. Geçtiğimiz yılın Ağustos ayında 600’lere yaklaşan 5 yıllık CDS risk primi 300’lere doğru geriledi. Düşen kur ve CDS bu anlamda Türk ekonomisi için pozitif göstergeler olarak nitelendirilebilir.
Tüm bu veriler ışığında, Robert Louis Stevenson'ın ünlü eseri Dr. Jekyll ve Mr. Hyde romanındaki gibi ilk yarısı ve ikinci yarısı birbirinden farklı bir yıl bizleri bekliyor.
İlk yarıda belirsizliklerin etkili olması ile geçen yıl ile benzer bir tablo yaşanabilir. Aşının etkili olması, toparlanma, faizlerin düşmesi ve turizmin canlanması şeklinde hızlı bir toparlanma ile ikinci yarı yıl geçebilir. Beklenenin üzerinde bir büyüme ile istihdamın ve refahın arttığı bir yılın hem ülkemiz hem de Dünya için olması dileğiyle.