-
Çevik Proje Yönetimi ve Liderlik
Lukwise Röportajları - Liderler ve Projeler Platformu
Lukwise röportaj konuğumuz Liderler ve Projeler Platformu kurucusu Dilek Koçak.
Liderler ve Projeler Platformu’ndan ve sunduğunuz hizmetlerden ve sertifikalı eğitimlerinizden bahseder misiniz?
Liderler ve Projeler Platformu, bireysel, kurumsal ve toplumsal olarak proje yönetimi ve liderliği yetenek ve yetkinliklerinize katkı sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir markadır. Proje yönetimiyle ilgili eğitimler ve danışmanlıklar sağlamaktadır.
Hedefimiz, proje yönetimi ve liderliği yetkinliklerini her yönü ile ele alan; bireyler, kuruluşlar ve toplumların proje yönetimi ve liderlerliği konusundaki ihtiyaçlarına etkin çözümler yaratan, öncü kuruluş ve ortak platform olmak.
(“Liderler ve Projeler Platformu”, Hemosoft Bilişim ve Eğitim Hizmetleri A.Ş.’nin lisans haklarına sahip olduğu markasıdır ve proje yönetimiyle ilgili eğitimlerini bu marka çatısında gerçekleştirir. Hemosoft Bilişim ve Eğitim Hizmetleri A.Ş., PMP ve DA Sertifikasyon eğitimlerini PMI – ATP® (Authorized Training Partner) olarak gerçekleştirir.)
“Liderler” dedik, çünkü projeler dünyası “keskin ve kesin” hatlara sahip değil, uyarlanmak, uyumlanmak ve hizalanmak gerekir! Çünkü projelerinizi etkileyen ve projelerinizden etkilenen tüm tarafları dikkate almalısınız, üstelik, seveni var, sevmeyeni var! (paydaşlarınızdan bahsediyoruz) Çünkü paydaşlarınızın %90’ı size raporlamıyor, veya siz onlara raporlamıyorsunuz, yani aranızda hiyerarşik bir bağ yok! Üstüne üstlük, hepinizin birbiriyle çatışan – çelişen öncelikleriniz, iş yapma şekilleriniz var, ve bu ortamda ancak “doğru etkileşim” ile sonuca ulaşabilirsiniz. Liderlik, kendine liderlik etmekten başlar, küçük takımlar, daha büyükleri, takım grupları…’ndan organizasyon, ve hatta sektör, ülke liderliğine kadar gidebilir. Eğer bir “takım” ile hareket ediyorsanız, o zaman zaten lidersiniz! Çünkü çevik ve hibrit proje yönetimi, otonom takımların varlığını güçlendiriyor, bu takımlarda kimse yönetici değil, ama herkes lider!
“Projeler” dedik, çünkü, kişiler ve kuruluşlar olarak varlığımızı güçlendirerek devam edebilmek için “değer odaklı” lığımızı korumalıyız ve değer odaklı olmak, organize bir şekilde hareket edebilmeyi gerektirir. Çünkü, “birlikte çalışabilmek” değer üretmenin en önemli koşulu. Değer, projelerin birbirleriyle ilişkisinden beslenir, projeleri program ve portföylerden bağımsız düşünmek imkansız. Değer, iş analizi yetkinlikleriyle biçimlenebilir, iş analizi yetkinlikleri, proje yönetiminin olduğu gibi, kurumsal stratejik yönetimin, program, portföy yönetiminin önemli bir bileşenidir. Ürün veya hizmetlerinizi ortaya koyuşunuz, klasik proje yönetimi ile önden planlayıp, plana uyumlu senkron hareket edilerek gerçekleştirilebilir, ya da, kısa döngülerle gerçekleştirilebilir, veya akışa odaklanarak gerçekleştirilebilir. Ama her koşulda, projelerle ve proje yönetimiyle gerçekleşir.
Eğitimlerimizi iki ana grupta toplayabiliriz: Birincisi birey ve kuruluşların temel yetkinlikleri geliştirmeye yönelik eğitimler: PMI® Yaklaşımları ile Temel Proje Yönetimi Eğitimi, PMI® Yaklaşımları ile Temel Çevik (Agile) Proje Yönetimi Eğitimi, PMI® Yaklaşımları ile Temel İş Analizi Eğitimi; Temel Risk Yönetimi Eğitimi; Proje Döngüsü Yönetimi (PCM) ve Mantıksal Çerçeve Yaklaşımı Eğitimi, Program ve Portföy Yönetimi Eğitimi gibi,
İkinci grupta ise, özellikle PMI’ın (Project Management Institute) sertifikasyonlarına hazırlık eğitimleri bulunuyor: PMBOK® V6 Süreç Tabanlı Proje Yönetimi ve PMI-CAPM® Hazırlık Eğitimi, PMP® Sertifikasyon Hazırlık Eğitimi, Agile ve PMI-ACP® Hazırlık Eğitimi, İş Analizi ve PMI-PBA® Sertifikasyon Sınavı Hazırlık Eğitimi, PMI – RMP® (Risk Management Professional) Sınavı Hazırlık Eğitimi gibi.
Her iki tür eğitimi de bireylere ve kurumlara sağlayabiliyoruz, asıl önemli olduğunu düşündüğümüz nokta: bu bilgi ve yetkinliğe neden ihtiyaç var?, bunu anlamak, kişi ve grupları ihtiyaçlarına göre doğru eğitime yönlendirmek.
Danışmanlıklarımız ise tamamen kuruluşun ihtiyacına göre biçimleniyor, proje yönetim süreçlerinin geliştirilmesi, uygulamaya alınması, PMO Ofis kurumları ve eşlik eden çevik dönüşüm gibi.
Proje yönetimi anlamında hangi sektörlere daha yoğun hizmet veriyorsunuz ?
Hemen hemen tüm sektörlere, ve hemen hemen tüm şehirlerde! Bu soruyu bundan 4 yıl önce cevaplıyor olsaydım, bazı sektörler daha öne çıkıyor diyebilirdim. Geçen zamanda, çok farklı sektörlerden, savunmadan kamuya, otomotivden sigortaya, bankacılığa, dahası sivil topluma, pek çok kuruluşa farklı pek çok eğitim sağladık. Bu noktada, hiçbir uzmanlığın kendi başına çok şey ifade etmemesi, ancak bir ürün veya hizmeti ortaya koymak için farklı uzmanlıklar ve yetkinliklerden, farklı paydaşların doğru şekilde bir araya gelip hareket etmesi gerekliliği proje yönetim yetkinliklerine ihtiyacı daha da artırıyor. E tabi, rekabet, pazar, ortam ve ihtiyacı doğru anlama noktasında doğru başlangıçlar ve kaynakların etkin kullanımı ve hız kazanma noktasında çevik (agile) yaklaşımlar ve yetkinlikler bireyler ve kuruluşlar için her geçen gün daha önemli bir hale geliyor. Bu da eğitimlerimizin farklı sektörlerden talep edilmesinin gerisindeki sebep olarak karşımıza çıkıyor.
PMI-ATP® (Authorized Training Partner – Yetkili Eğitim Ortağı) nedir ve ATP olmanın sizden eğitim alanlara sağladığı faydalar nelerdir?
Bu konuyu anlatma fırsatı sunduğunuz için çok teşekkür ederim 😊 Konunun geçmişine şöyle bir bakalım: 2020 yılına kadar PMI, kendisi tarafından tescillenmiş eğitim kuruluşları aracılığı ile, sunduğu sertifikasyonların ön koşulu olan eğitimlerin kalitesini sağlamayı hedefliyordu. O zamanlar bu tescilli eğitim kuruluşlarına REP (Registered Education Provider) diyorduk. Ancak eğitim kuruluşlarının her biri kendi eğitim içeriklerini kendileri geliştiriyordu. Bu arada PMI’ın en önemli sertifikasyonu PMP (Project Management Professional) sertifikasyonudur ve şu an dünyadaki toplam PMP sayısı 1.250.000’in üzerindedir.
PMP sınavı birkaç yılda bir proje yönetimi mesleğindeki gelişmeleri yansıtmak üzere güncellenir. 2020 yılı sonunda da sınav güncellendi, bu güncelleme hayli kökten bir güncelleme oldu, çünkü proje yönetimi artık hem stratejik bir bakış, hem de teknik bilgi yanında farklı kişi – grupların doğru şekilde organize olmasını gerektiriyordu. İşte, sınav değişikliği ile birlikte, PMI, REP sistemini de ATP (Authorized training partner – yetkili eğitim ortağı) olarak değiştirdi. Artık, PMP ve çevikle ilgili Disciplined Agile sertifikasyon sınavlarına girerken ön koşul olan eğitimleri ATP’lerden aldığınızda, eğitiminizle ilgili denetimden muafsınız. Çünkü söz konusu sınavlara yönelik eğitim içeriklerini PMI doğrudan ATP’lere vererek, tüm dünyada bu konuda bir kalite güvencesi oluşturuyor. PMP Sertifikasyonu özelinde ise, 2020 yılına kadar, sınav PMI’ın proje yönetimi rehberlik ve standardı olan PMBOK (Project Management Body of Knowledge – Proje Yönetimi Bilgi Birikimi Kılavuzu) tabanlı iken, artık sınav pek çok kaynaktan besleniyor ve biraz daha üst seviye bir noktaya evrildi. Bu yüzden PMP Sertifikasyonunu hedefleyenler için sınavda başarılı olmanın çok önemli 2 noktası: Kendi proje yönetimi deneyimleri (ki sınavı almaya uygunluk için son 8 yılda 36 aylık proje yönetimi deneyimi gerekiyor) ve doğru içerikle alacakları en az 35 saatlik eğitim. İşte, eğitimi bir ATP’den almak, hem sınava doğru içerikle hazırlanmanızı, hem de ATP’ler aracılığı ile, sınav rehberi gibi olan klonlanmış sorulara ulaşmanızı sağlar. Bu durum PMP ve Disciplined Agile ile ilgili sertifikasyonlardaki durumdur. Diğer sertifikasyon sınavlarının eğitimlerinin içeriğini her ATP olan kuruluş kendisi geliştirir, ancak PMI ekosisteminin bir parçası olduklarından güvenilirlikleri diğer eğitim kuruluşlarına göre çok daha yüksektir.
Proje Yönetimi alanında eğitim almak ve bilgi sahibi olmanın faydaları nelerdir?
Motivasyon teorileri arasında bir teori vardır: Hijyen faktör teorisi, şöyle der: Bazı faktörler vardır ki varlıkları motive etmez, ama yoklukları demotive eder. Kimimiz için çalışma ortamı sessizliği, kimimiz için kahve… hatta teorisyenden bazıları belli bir seviyedeki maaşı da “hijyen faktör” olarak görürler. Ben de, proje yönetimi yetkinliklerini, hem kişi, hem de kuruluş için bir “hiyjen faktör” olarak görüyorum. Bugünün dünyasında gereksinimleri doğru anlamak ve bu konuda dinamik olmak, çevreye hızla adapte olabilmek, değişikliklere hassas olmak, ürün veya hizmet ile bizi ürün / hizmete götürecek adımların kurgularını, kaynak ihtiyaçlarını, paydaş ilişkilerini doğru ve katılımcı bir şekilde tasarlayabilmek, bütün bunları doğrudan yapmak değil, takım ve paydaşları geliştirerek bir sinerji oluşturabilmek… Tüm bu yetkinliklerin temel seviyede bulunması, sizi ekstra bir noktaya taşımaz, var olmanız ve etkin olmanızı sağlar. Ama bu yetkinlikleri başarıyla kullanan bir organizasyon, projelerini diğer kuruluşlara oranla 2.5 kat daha fazla başarıyla sonuçlandırıyor. (PMI, Pulse of Profession Raporu, 2015) Tabi şunu da göz önünde bulundurmalıyız: bu yetkinlikler sadece proje yöneticilerinin sahip olması gereken yetkinlikler değil, tüm takım bu konuda yetkin olduğunda, aynı dili konuştuğunda birlikte çalışıp, üretebiliyoruz. Bir diğer anahtar kelime de “üretmek”. Bireyler ve kuruluşlar olarak “değer” kattığımız müddetçe var olabiliyoruz. İşte, birlikte çalışmak, ama ne için: üretmek için. Üretmek, ne için: değer ortaya koymak için. Proje yönetimi yetkinlikleri, bizim birlikte tasarlayıp, hareket edip, değer ortaya koymamızı sağlayan yetkinliklerdir. Bu yüzden dünyadaki PMP sahibi sayısı 1.250.000’in üstündedir.
Çevik olmanın proje yönetimi ekiplerine katkısı ne oluyor? Siz “İleri Çevik Eğitim”lerinizde nasıl bir içerik ile ilerliyorsunuz?
Çeviklik, bünyesinde pek çok özelliği barındırıyor aslında: “değer” in farkında olma, değer’i müşteri veya son kullanıcıya topyekün ve uzun bir vadede değil, en kıymetli, en ihtiyaç duyulandan başlamak üzere, kısa vadelerle, artımlayarak sunabilme, bunu yaparken takım etkinliğini koruyup, kendi yaptığımız işi ve kalitesini sürekli iyileştirebilme. Eğer çok değişken bir ortamda ürün veya hizmet ortaya koyuyorsanız, bir girişim olarak ürün veya hizmetin tutup tutmayacağını ve müşteri / son kullanıcı geri bildirimleri ile yeniden yön vermeyi sağlayabilme. (whatsapp’ı düşünün, ortaya çıkış amacını, ilk etapta mesajlaştırma ile kullanıma girdi ve pek çok özelliği aşama aşama ve kullanıcı ihtiyaçlarına göre belirlendi). Bir ürünü sürekli yeni bileşenler eklemeniz gerekiyorsa, bunu başarabilme. (bankacılık ve diğer pek çok yazılımı düşünün)
Çevik “yapılmaz”, tam da sizin sorunuzdaki gibi “olunur”, yani çeviklik takımın veya organizasyonun tek bir organizma şeklinde hareket etmesidir. Bu da bir “zihin yapısı” gerektirir.
Şimdi konuya iki boyutta bakalım:
Çevik olunur, yapılmaz dedim, ama çevik olabilmek için çevik yöntemlerini (yani yapmayı) bilmek, sindirmiş olmak gerektirir. Çeviklik – agile – agility kelimeleriyle birlikte scrum – kanban – XP, Cristal gibi pek çok çerçeve – yaklaşım ve model görüp duymuşsunuzdur.
Bizim “İleri Çevik Eğitimleri”miz PMI’ın bünyesinde bulunan ve çevikleşme yolunda pek çok farklı yol – yordam arasından kendimizinkini bulmamızı sağlayamaya yönelik “Disciplined Agile – Disiplinli Çevik”e dayanır (kısaca DA olarak anacağız) her kuruluşun kendi çevikleşme yolculuğundaki WoW (Way of Working) – Çalışma Şekli’ni bulması için bir rehberlik sağlar. İleri çevik eğitimleri DA sertfikasyonlarına yönelik olarak gerçekleştirilir. Bunlar DASM (Disciplined Agile Scrum Master) DASSM (Disciplined Agile Senior Scrum Master) DAVSC (Disciplined Agile Value Stream Consultant) ve DAC (Disciplined Agile Coach) sertifikasyon eğitim ve çalıştaylarıdır. Bu eğitimleri sağlamak için de ATP olmak gerekir.
İleri seviye olmayan, temel seviye çevik eğitimlerimizde de çevikleşme yolundaki ilk adımlarınızı atmanızı sağlıyoruz ve ayrıca çevik koçlukla süreçte yanınızda olmaya devam ediyoruz.
Liderler ve Projeler Platformu profil sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.